Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir gün şu evin kapısından geçsem!

Resim
Biliyorum, bizim ülkemizde de bir sürü güzel köy var, hepsini gidip görmek istiyor insan. Ama şimdi, şurada ofisteki masamda, bilgisayarımın başında gezinirken bir fotoğraf gördüm. Gerçek olamayacak kadar güzel bir fotoğraf hem de. Baktım neresiymiş burası diye. Efendim, uzaklarda Zalipie adında bir köy. Öyle tatlı, öyle çekici ki şimdi çantamı sırtıma atıp oraya doğru yola çıkmak istedim. Madem ofiste oturan gezginim, madem yılda bir ya da iki kez bir yerlere gidebiliyorum, ben de ne yapıyorum... İşten arta kalan zamanlarda internette gezip dolaşıp fırsatım olduğunda nerelere gidebilirim. nereleri görebilirim diye araştırmaya girişiyorum. Açıkçası öyle Paris, Roma gibi yerlere gidip göresim yok. Oraları küçümsediğimden değil, zaten daha önce ilk yurt dışına çıktığımda gittim, gördüm.  Bir daha da yolum düşerse elbette yine giderim. Ama benim derdim başka. Yani böyle herkesin bildiği, turistlerin akın akın gittiği yerleri değil de "Aaaa! Dünyada böyle bir yer mi varmış&q

Bir kahvaltıda keşfettiğim hazine

Resim
'Pazar günü Manastır'da kahvaltı edeceğiz, gelir misin sen de?' İşte her şey bu cümleyle başladı.  Eğer tek izin günümde biraz daha uyumayı ve tembellik yapmayı tercih etseydim Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı'nı hiç öğrenemeyecektim. Size de oluyordur mutlaka... Günlük hayatın koşturmacasında yaşadığı yerin gizli güzelliklerini kaçırıyor insan. Oysa her boş vaktini keşfetmeye ayıran bir başka arkadaşımın da dediği gibi 'yaşadığı kentte turist olmalı' insan.  Doğrusu,  uçak korkumu ve tembelliğimi yendiğimden beri her yer hatta yaşadığım evin sokağı bile daha önce gözümden kaçmış keşfedilecek nice yerlerle dolu benim için!İşte 33 yıldır yaşadığım İstanbul'un - utanarak söylüyorum- daha önce varlığından haberdar bile olmadığım bu köşesini bu kahvaltı daveti sayesinde öğrendim. Yaşadığım Bakırköy'e üç durak ötede bu tarihi hazine! Doğrusu Zeytinburnu'nda böyle bir yer olduğu aklıma bile gelmemişti. Neyse uzatmayayım... Kahvaltı için

Bulutlara bile tepeden bakan köy

Resim
Evet, evet... Yaş alana kadar bu fikir bana komik hatta saçma gelirdi: Yani insanı çok uzak da olsa "akrabaları" kendine çekiyormuş gerçekten. Gitmem gereken yerler listesine eklediğim bu köyün fotoğraflarını görünce bunu bir kez daha anladım.                                                              Şurası bir gerçek ki dünya üzerinde gezilip görülmesi gereken bir sürü yer var. Benim de kendimce bir listem var bu konuda: "Hayatımın son günü gelmeden önce şurayı, şurayı ve burayı gezmeliyim" diyerek not ettiğim. Ama işin açıkçası bu fotoğrafları görünceye kadar böyle bir yere gitmek için istek duyacağım hiç aklıma gelmemişti. Neresi mi burası? Anlatayım.                                     Kınalı'da hayat hiç kolay değil. Halk, ısınmak için tezek yakıyor. Efendim, burası "Dünyanın tepesindeki köy" diye de bilinen Kınalık Köyü ya da diğer adıyla Kuba. Nerede olduğuna gelince. Azerbaycan'da Büyük Kafkas dağlarının doruklarında. Köy

Hayal ediyorum, öyleyse bir gün giderim

Resim
Ne demiş şair Yahya Kemal, Deniz Türküsü adlı şiirinde "Yürü! hür maviliğin bittiği son hadde kadar! İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar!" ...  Elbette benim de gidip görmeyi hayal ettiğim uzak şehirler var. Hem de düşündükçe soluğumu kesen. Saklamaya gerek yok, "tatil" deyince benim aklıma öyle "deniz, güneş, kum" üçlüsü gelmez. Hatta kaçarım! Sıkılırım çünkü. Ben tatile tatil demem, eski binalar, müzeler gezmeyeceksem, bir kentin eski sokaklarını adımlamayacaksam.  Durum böyle olunca da benim tatil hayallerimi turistik rotalarda çok da fazla yer almayan, fazla insanın dönüp bakmadığı ya da "aman canım, sonra giderim" dediği yerler süslüyor. Nereler mi? Bilmiyorum, merak edeniniz var mı ama ben sıralamak istiyorum. Elbette hepsini buraya sığdıramam ama öncelikli olanları... Hem belki de başkalarına bir tür ilham verebilir benim hayallerim. "Hayal" diyorum şimdilik ama ... Öyleyse gün gelir gerçekten giderim. Kim bilir! İşt

Ey yolcu! Schengen vizem yok diye üzülme!

Resim
Yazın ortasına geldik ve siz hala nereye gideceğinizi bilmiyor musunuz? Şöyle hem farklı bir yere gideyim hem de yabancılık çekmeyeyim mi diyorsunuz. O zaman lütfen buraya buyurun. Kesinlikle size göre bir yerler vardır. Son yıllarda Türk turistlerin akın akın Yunan adalarına gittiği artık bilinen bir gerçek. Üstelik bu adalara giden Türkler kendilerini yabancı bir ülkede gibi de hissetmiyorlar hiç. Nasıl hissetsinler ki! Hangi sokağa girseler karşılarına başka bir  yerden gelmiş bir "memleketli" çıkıyor. Hatta bazen uzun süredir birbirlerini görmeyen arkadaşlar bu adalardan birinin daracık sokaklarında ya da plajlarında karşılaşıveriyor. KAPI VİZESİ NEDİR, NASIL ALINIR, HANGİ ADALARA GİDİLİR Peki nasıl alınıyor bu kapı vizesi ve bu vizeyle hangi adalara gidiliyor. Buyurun lütfen, hep birlikte bakalım. Elbette önce kullanma süresi geçmemiş en az 6 ay geçerli bir pasaportunuz olması gerekiyor. Bunun yanı sıra artık nereden gidecekseniz Bodrum mu Marmaris mi orada

Takıntılı bir gezentinin hezeyanları: Niye yedim uçakta verilen o yemeği!

Resim
Oldum olası korkarım... Ne zaman dışarıda et, balık türevleri ya da soslu yiyecekler yesem kesin başıma bir  şey gelir. Bazı arkadaşlarımla göre bunun sebebi benim bu konuda aşırı evhamlı olmam. Ama bence değil. Çünkü gerçekten de dışarıda yediğim bu tür yiyecekler midemi perişan eder. Benzer bir durum bir uçak yolculuğunda da başıma geldi. Uçakta genellikle soslu ya da etli yiyecekler yemem, alkollü içki içmem. Hatta çay bile içmem. Ama bir yolculuk sırasında çok aç olduğum için soslu makarna yeme gafletinde bulundum. Önceleri hiçbir sorun çıkmadı. Uçak hava limanına indi, pasaport kontrolü vesaire tamamlandı. Taksiye binip otelimize geldik ve arkadaşımla bir saat sonra buluşmak üzere odalarımıza çekildik. İşte o bir saat içerisinde önce mide ağrısı sonra da burada anlatmak istemediğim bağırsak sorunlarıyla karşılaştım. Neyse ki yanımda bu tür durumlar için kullandığım bir ilaç vardı onun sayesinde ertesi gün toparlandım. Ama sonuçta tatilimin ilk gecesi böyle bir tat

İçinden plaj geçen en güzel şehirler

Resim
Ey büyük şehir insanları! Sizin de aklınızdan geçmez mi sıcak yaz günlerinde "hiç değile iş çıkışı şöyle gidip birkaç saat geçirebileceğimiz bir plaj olsaydı" düşüncesi... Bence inkar etmeyin, geçiyor elbette.  Özellikle de bir türlü gelmek bilmeyen o tatil günlerini beklerken. İşte dünyanın bazı kentlerinde yaşayan insanlar bu konuda şanslı. Çünkü şehirlerinde canları ne zamanisterse o zaman gidip birkaç saat geçirip dönebilecekleri güzel plajlar var. Kimi zaman gece kimi zaman gündüz. Hatta iş yerinde bir öğle molasında! Nasıl? Kulağa hoş geliyor değil mi? Dünyada böyle kentlerin içinde, denizi tertemiz var. İngiliz The Telegraph Gazetesi'nin seyahat yazarlarının oluşturduğu bir ekip bu plajları seçti. Meraklanmayın, içlerinde Türkiye'den de bir yer var. Ama heveslenmeyin İstanbul ya da İzmir değil. İşte The Telegraph gazetesinin seçimiyle dünyanın en güzel plaj şehirleri: VİYANA/ AVUSTURYA İlk anda Avusturya bir plajlar ülkesi gibi gelmeyebilir, öz