Hayal ediyorum, öyleyse bir gün giderim


Ne demiş şair Yahya Kemal, Deniz Türküsü adlı şiirinde "Yürü! hür maviliğin bittiği son hadde kadar! İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar!" ...  Elbette benim de gidip görmeyi hayal ettiğim uzak şehirler var. Hem de düşündükçe soluğumu kesen.


Saklamaya gerek yok, "tatil" deyince benim aklıma öyle "deniz, güneş, kum" üçlüsü gelmez. Hatta kaçarım! Sıkılırım çünkü. Ben tatile tatil demem, eski binalar, müzeler gezmeyeceksem, bir kentin eski sokaklarını adımlamayacaksam.  Durum böyle olunca da benim tatil hayallerimi turistik rotalarda çok da fazla yer almayan, fazla insanın dönüp bakmadığı ya da "aman canım, sonra giderim" dediği yerler süslüyor.

Nereler mi? Bilmiyorum, merak edeniniz var mı ama ben sıralamak istiyorum. Elbette hepsini buraya sığdıramam ama öncelikli olanları... Hem belki de başkalarına bir tür ilham verebilir benim hayallerim. "Hayal" diyorum şimdilik ama ... Öyleyse gün gelir gerçekten giderim. Kim bilir! İşte benim için "hür maviliğin bittigi yere" kadar uzanan o hayal yolculuklar, beni çağıran uzak kentler.

LIBEREC


İşin aslı buranın adını hiç duymamıştım kısa bir süre öncesine kadar. Polonyalı gezgin bir kadın tarafından kurulan ve tesadüf eseri keşfedip Facebok'ta üye olduğum bir grup sayesinde öğrendim burayı.


Liberec, Çek Cumhuriyeti'nde bir şehir. (Biliyorum bu ülkenin adı resmen Çekya oldu, ama ben bir türü alışamadım.) Aslında turistik gezilerin vazgeçilmez noktası Prag'a da çok yakın. Karayoluyla sadece bir saat. Almanca adıyla Reichenberg olan bu şehir, Luzicka Nisa
nehri boyunca inşa edilmiş. Şöyle fotoğraflarına bir baktım da kesinlikle ve kesinlikle tam bana göre burası.

KRAKOW 



Lütfen dudak bükmeyin! Evet, buraya daha gidemedim. Ama gitmeyi çok istiyorum. Özellikle de son bir yıldır kafamda tam bir takıntı haline geldi. Tarihin çok acılı bir dönemine de tanıklık eden bu kentin "girdisini-çıktısını" görmek, sokaklarında gezmek hayallerim arasında.


Kişisel ilgi alanlarımdan biri olan İkinci Dünya Savaşı'nın en acı bölümlerinden biri olan Auschwitz
toplama kampını da içinde barındırıyor Krakow. İşte o kampa gitmeyi hem istiyorum hem istemiyorum. Bu konuda kesin karar verdiğimde yolum Krakow'a düşecek.

ŞİRAZ



İşte gitmeyi çok ama çok istediğim yerlerden biri de burası. Neden bilmem (aslında biliyorum) İran'a gitme konusunda kafamda bazı soru işaretleri ve korkular var. Ama internette Avrupalı kadın gezginlerin hem de tek başına bu ülkeye yaptıkları gezilerle ilgili yazıları okuyunca rahatladığımı
hissediyorum.


İran'ın kültür başkenti, şairler ve güller şehri olarak nitelendirilen Şiraz'da en çok ilgimi çeken tarihi
güzelliklerinin bozulmadan korunmuş olması. Gidip görmek lazım elbette.

TRANS SİBİRYA EKSPRESİ'NE BİR BİNEBİLSEM



İşte bu, benim nefesimi kesen en büyük yolculuk hayalim. Son yıllarda sürekli kendimi o büyük yolculukta hayal ediyorum. Neler hissederdim acaba, neler görürdüm! O uzun yolun gündüzleri ve geceleri nasıl geçer.

Sanki yarın yola çıkacakmış gibi internette bir sürü araştırma da yapıyorum bu konuda. Öncelikle şunu söyleyeyim, eğer bir tur şirketiyle gitmek istersem bu yolculuk benim için bir hayal olarak kalır. Çünkü çok pahalı! Ben o kadar parayla dünyaya gezebilirim!


Ama bence ben o yolu kendi başıma ya da bir arkadaşımla alabilirim. Bu yüzden Rusça öğrenmeye çabalıyorum. Şu Çin dilini iyiden iyiye öğrenen arkadaşımın da aklını çelip yanıma alabilirsem ver elini Trans Sibirya Ekspresi... Neden olmasın ki!

Neyse, söylediğim gibi daha çok yer var hayallerimi süsleyen, bir gün onları da anlatırım. Bu arada şu, yazının başına alıntıladığım dizeler Yahya Kemal Beyatlı'nın Deniz Türküsü adlı şiirinden alıntı. Mutlaka okumuşsunuzdur hayatınızın bir döneminde ama bence bir kez daha hatırlamaktan kimseye zarar gelmez.

İyi yolculuklar !

Nazan MENGÜ/ 
Instagram hesabım için: nmengu38








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Luna park değil Rönepark

Ah Refika! Aşkından yataklara düştü bu köy!

Bir kahvaltıda keşfettiğim hazine