Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Artık vizesiz gitmek hayal, ama buna değer!

Resim
Bu yazıyı gözlerimde yaşlarla yazıyorum, gecenin ilerlemiş bir saatinde... İçimde büyük bir özlem ve kafamın içinde dönüp duran 'Bir daha gitmeliyim' cümlesi. Sanki uzun zamandır göremediğim sevgilimi özlemiş gibi. Eski fotoğrafları çıkarıp teker teker baktım yine... Her bir kareyi çektiğim anı yeniden yaşadım ve anlatmak istedim. Hani belki bir gün sizin de yolunuz düşer, gitmek istersiniz diye. Dünyanın uzak bir köşesindeki o küçücük masal diyarını tanısanız siz de seversiniz eminim. Ama lütfen, benim kadar sevmeyin, çok kıskanırım:)) VYBORG NEREDE Bu masal diyarı Rusya'nın St. Petersburg kenti yakınlarında -ki kalbimi bıraktığım o şehri sonra anlatacağım size zaten.- Ama şimdi konumuz başka bir yer: Vyborg! Evet, artık o diyarlara gidebilmek için vize almamız gerek. Ama inanın bana değer! İnternette, St. Petersburg'da farklı bir yer ararkan tesadüfen keşfettiğimiz Vyborg kelimenin tam anlamıyla gerçek dünyadan koparıp "eski bir düşün" için

Ne vizesi! Pasaport bile gerekmiyor

Resim
Tatile çıkmadan önce ne çok şey düşünüyor insan! Özellikle de bütçesi kısıtlıysa.. Hem "şöyle yeni yerler keşfedeyim" diye düşünüyor hem de "ama bir yandan da ekonomik olsun" istiyor.  Uçak biletiydi, vize parasıydı, otel rezervasyonuydu derken daha tatile gitmeden hatırı sayılır bir harcama yapılmış oluyor. Eh, bu da bütçesi kısıtlı insanı epey bir zorluyor. Ama artık az da olsa vize almaya gerek duymadan, hatta pasaportsuz bile gidebileceğimiz yerler var. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıdaki bu destinasyonlara bir de Lviv eklendi kısa süre önce. Sanki küçükken oynadığımız rengarenk legolardan yapılmış gibi Rynok Meydanı.   Biz geçen yıl gittiğimizde henüz pasaportsuz seyahat başlamamıştı, hatta havaalanında "ne kadar kalacaksınız, hangi otelde kalacaksınız" gibi sorular da soruyorlardı ama artık öyle değil. O zaman tam bir yıl önce yaşadığımız Lviv deneyimini bir anlatalım. Belki birilerine ilham verir. Çünkü Lviv gerçekt

Uçak korkusu nasıl yenilir

Resim
Uçağa binmekten korkuyor musunuz?  Uçak korkusu  neden olur? Uçuş korkusunu yenmenin yolları nedir? Bu soruların bilimsel yanıtları hakkında bir sürü makale okudum ama açıkçası hiçbiri işime yaramadı. Ben de uçakta geçirdiğim bir panik nöbeti sırasında tamamen tesadüfen kendi yöntemimi geliştirdim. Buyurun uçuş korkusunu yenmenin hiçbir bilimsel yanı olmayan, kendi geliştirdiğim yollarına... UÇUŞ KORKUSU NEDEN OLUR? Henüz beş yaşındaydım... Annemle birlikte amcamın Teşvikiye'deki evine gitmiştik. O eski zaman asansörlerinden birine binip yukarı kata çıkıyorduk.. Başlangıçta eğlenceliydi ama o da ne! Aniden asansör durdu... Kat arasında hem de. Elektrik kesilmişti... Çocukluğuma dair çok az ayrıntıyı böylesine net hatırlarım. O karanlık, daracık asansörde kapana kısılmak... Anneme sımsıkı sarıldığımı hatırlıyorum. gerisi yok! Bana kalırsa geçen zaman içinde bir türlü başa çıkamadığım kapalı yerde kalma korkusu işte o an başladı... Hala asansöre binemem.. Dokuz katı bile tı

Şarabı fazla kaçırdık zaman tüneline düştük!

Resim
Şöyle tam da ünlü yazarın dediği gibi 'çılgın kalabalıktan uzakta' hatta kelimenin tam anlamıyla bir masal diyarında biraz kafa dağıtmak isterseniz, yeni keşiflere de açıksanız, buyurun Colmar'a..  Bir başka deyişle 'şarap imparatorluğunun' başkentine. Neden olmasın! İnsanların modern kıyafetleri de olmasa "geçmişte donmuş" gibi görünen bu küçük kasaba Fransa'nın Alsace bölgesinde. Kuruluşu 9'uncu yüzyıla kadar uzanan Colmar, Alsace Şarap Yolu üzerinde bulunuyor. Hatta "şarabın başkenti" olarak biliniyor. Çok fazla sıkmadan kasabanın tarihine ilişkin bir kaç noktayı belirtelim önce. Böylece kasaba için kullanan "masal gibi" deyiminin ne kadar doğru olduğunu hakkıyla anlatabiliriz belki. Sanırım Colmar'a gidip burada fotoğraf çekmeyeni dövüyorlar! Colmar, 9'uncu yüzyılda kuruldu, 1226 yılında da İmparator II. Frederick tarafından bağımsız imparatorluk şehri statüsü verildi.  1354 yılında Décapo